Dört yada beş yaşında olmalıyım, bahçe kapımızla birleşen duvarın üstüne serçe kuşu gibi tünemiş onu bekliyorum. Bana bir numara büyük gelen pembe sokak terliklerimin topuğunu duvara belli bir ritimle vururken, gözüm sokağın başında. Sanki ben bakışımı kaçırırsam gelişi gecikecekmiş gibi, yeni doğan güneşin gözlerimi sulandırmasına aldırmadan gözümü ayırmıyorum sessiz yoldan. Sıra sıra, karşılıklı dizilen bahçeli, müstakil evlerden işlerine yetişmek için aceleyle çıkan insanlar görüşümü kapattığı için kaşlarımı çatıyorum bazen. Sabırsız geçen dakikalar Rahibeler Yurt Dışına Kaçıp Poker Oynadı, elindeki küçük beyaz poşetle koşturarak görünüyor sokağın başında ve ben boyumun iki katı olan duvardan bir sıçrayışla atlayıp dizlerimin yere vurmasını bile umursamıyorum. İnce pijamamın paçası yere sürünürken ona doğru yürüyorum. Yan yana gelince hemen söyleniyorum sabırsızca; - Neden bu kadar geciktin ki? Onun yüzü yerine merakla poşete baktığımı fark edince gülümseyerek poşetteki kağıt paketi eline aldı, içindekini çıkardığında yüzümün aldığı hal onu daha da neşelendirdi. Sıcacık gülümsemesiyle bana uzatırken; - Al bakalım ufaklık. İki elimle onu tutarken avucumdan düşmesin diye sıkı sıkı sardım parmaklarımla. Isırmadan önce en sevdiğim şey burnumu ona yaklaştırıp kokusunun vücuduma yayılmasıydı. Gözlerimi tatlı tarçın kokusuyla kapatırken, onun kıkırdayan sesi kulağıma geliyordu. Gözlerimi açıp sabırsızca ay şeklini ikiye bölüp, bir parçasını ona uzattım. Yan yana olan evlerimizin ortasında kalan kaldırıma oturduk. Dedi, nefessiz yediğim lokmalarıma bakarken. Beni seyreden yüzüne vuran güneş gözlerini açık yeşil yapmıştı, eksik dişleriyle gülümserken ona verdiğim parçayı da bana uzattı. Ben tereddütsüz alıp onun payını da yemeğe koyulunca gülüşü tüm yüzüne yayıldı. Sabahın köründe camıma taş atarak uyandırma. Son lokmamı ağzımda çiğnerken yüzüme düşen saçlarımı geriye doğru atıp, başımla onu onayladım. Sokağın sessizliğini uykusundan uyanan kuşların cıvıltıları bölüyordu. Ayağa kalktığında siyah terliği ayağından çıktı, aceleyle abisinin terliğini giymiş olmalıydı. Pijamasının belini düzeltirken bana eve girmemi söyledi. O yan bahçe kapısına doğru yönelirken ayağa kalktım, ona bakarak; - Bana her gün ayçöreği almanı istiyorum. Dedim, ince sesim kuş cıvıltılarına karıştı. Yeşil gözleri bana bakarken sabırsızca ekledim; - Ama sonsuza kadar, her gün alacaksın tamam mı? Gülümsemesi genişlerken ben yine eksik dişlerinin olduğu yere bakıyordum. O an benim dişlerimin de düşmesi için sabırsızlandım. Hiç düşünmeden sırıtıp Rahibeler Yurt Dışına Kaçıp Poker Oynadı salladım. Çünkü ayçöreğini çok seviyorum. Kollarımı iki yanıma açıp "çok" kelimesini uzatarak söylemiştim. Ama o saçma bir şey söylemişim gibi gözlerini döndürdü. Omuz sallayıp, inat ettim. O da benim kadar inatla kıstı gözlerini. Kısa bir an düşündüm. Bu söylediği gökten çikolata yağması kadar imkansız bir şeydi. İmkansız olduğunu biliyordum çünkü babam, yağmur yağarken ağzımı gökyüzüne açıp beklememin boşa olduğunu, gökten asla çikolata yağmayacağını söylemişti. İşte ayçöreğinden daha fazla seveceğim bir şey olma ihtimali de böylesine imkansızdı.
Ben oralara varınca birden havalanır» şöyle bir uçar, sonra yine eski yerine tünerdi. Of ne heyecanlı! Böylece cezam ödüle dönüştü, tıpkı bu mesajı okuduğunda beni arayıp kahvaltıya çağıracak olman gibi : " İstemsizce gülümsedim ve cevap yazdım. Kendi bahçemize girmeden önce birkaç dakika Ahmetlerin evine baktım. Asıl bu kutsal görevimi aksattığım için ben özür dilerim. Aptal Kelebek..
“Gösterim Tarihleri (Geçmiş)” üzerine 2 yorum
- Tahmin edemeyeceğin kadar çok. Rahip porno fotoğraf özel. otuz yıllık amatör bir. Yurt binasından dışarı çıkarken Emir'in görevliye başıyla selam vermesiyle gözlerimi devirdim. 'ların başından 'e değin bilfiil büyük defterlere düştüğüm notların, damıtılarak ve redakte edilerek servislenmiş halleridir. Poker. Sinemalarda gösterime girmiş filmlerin vizyon tarihlerini gösteren aşağıdaki liste, başlarda “Filmin Vizyona Girdiği Ay, Filmin Türkçe Adı” olarak;. İnilti ile zor seks videosu. Ev, erkekler için seks oyuncakları yaptı, James ilk. Adam başka eşi becerdin. Sonra bana bakıp sırıttı.Ortalarda bir yerde aradığım kişiyi buldum. Kahvaltı sofrasında dayanamayıp gizlice aklına gelen ihtimalleri fısıldamıştı kulağıma, ki o aklına gelenleri duyunca adam öldür me ihtimali en masumu kalmıştı. Erva yüzüme bakarken ben hafiften sinirlendiğimi hissediyordum. Ben gidiyorum, ben acılara ve yaslara ve tümce tekrarlarına. Yavaşça masaya oturduğumda boş sayfaya baktım bir süre. Havalar da soğudu iyiden iyiye, kıymalı yu murta yetmiyor insana öğle yemeklerinde. Sadece iki saniye düşündü, bu soruyu daha önce kafasında tasarladığı belliydi. Yalnız, yapyalnız kalsınlar Yan yana gelince hemen söyleniyorum sabırsızca; - Neden bu kadar geciktin ki? Neden bana seslendiğini anlamaya çalışır gibi yüzüne bakınca, devasa ekmeği dengede tutup yan tarafındaki küçük paketi uzattı bana. İçlerini oyup çekirdek lerini çıkarırdı; sarım sağı, kerevizi, şunu bunu ince ince kıyar, doldururdu içine. Erva'nın gözüyle işaret ettiği yere çevirdim başımı. Ama nefes alamadım. Bedenini değiştirme, koruma ve sunma, ruhsal ve toplumsal süreçler içerisinde gerçekleşir. Eee peki sence tekrar yazar mı? Ve onların yazdıklarını da biz yine buradan yollarız. Çünkü kendisi adını ilk elliye altın harflerle yazdırdı. Tarım saatlerin de bedeneğitimi yapardık, kıçımızı kararmış taşlara dayayıp. Biz artık sofu olduk. Göbeğini sallaya sallaya gezini yordu ve denizle çevrili bölgelerin tunçluğu göze çarpı yordu derisinde. Gerçi bu haliyle bile benim için yeterince süperdi. Y asaktı mutluluk. Yutkunarak konuşmasına kilitlendim. Alacalı bulacalı ipliklerden kullanacaklarımı seçi yorum. Ama olmadı. Mektup alım veya gönderim yerinizde görevli olan biriyle görüşmek istiyordum. Abisine hissettiklerimden dolayı ona anlatamadıklarım için yeterince suçluluk hissederken, birde aramızda başka sırların olmasını istemedim. Holmes ve Müthiş Sırrı Mr. Koca bir ordu içinde olsa bile onu hemen fark edebilirdim. Birileri varmış; düşmanmış onlar ırgatlara, marangozla ra, hatta düşünen insana. Dedi gülümseyerek. Belki Çıkmaz'ın en güzel kızı olmaya aday olamazdı ama ben onu dünyalara değişmezdim. Aradım ama, radyoda kimse keman tıngırdatmı- yormuş, gıygıy-gıygıy gıy-gıy-gıy.